Yüzyıllardır Küçük Asya'da muhtelif mahallerde söylenen Yunus Emre'nin bir şiirinden alıntıdır.
Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü.
Yaratılanı hoş gör,
Yaratandan ötürü.
Koca Yunus'un bu nutkundaki ifadelerin, maalesef, günümüzde kimi konformist ve sufi geçinen çevrelerce kitleleri, adalet arayışına değil, atalet haline sürükleyen bir "mottoya" dönüştürülmüş olduğu görülmektedir.
Elbette dikkat edilirse, koca Yunus bu sözü ahlaksızlığa, şiddete, mütecavizliğe ve en önemlisi, basiretsizliğe göz yumulmasını telkin etmek için söylememiştir.
Zira, elif okumak, hak ve adaletten yana olmak dimdik durmak demektir. Dik durmak ve zalimin karşısında susmamak, eğilmemek anlamındadır. Arap alfabesinin ilk harfi olan elif harfinin ebcet değeri de 1 rakamıdır. Hakkı okuduğumuz ve ne olduğunu idrak ettiğimiz için diyerek, Koca Yunus dik durmakla mükellef olduğumuzu bize hatırlatıyor.
Zira "bazaar" ki anlamı iyi vasıfların ziyadeleştirildiği "elif" misali doğru insanların kendisine "mesken" edindiği yer demektir. Buradan, pazarın "yegâne" Hak sahrası olduğu, burada kötü ve edepsizin, yani kalp akçenin yalanlarının geçmediği, bir başka deyişle hakkın bedeli olamayacağı veciz bir şekilde ortaya çıkar.
Yaratılan her şeyden razı olmak başka kavram; iyi, güzel ve ahlaki olanı murâd etmek başka kavramdır. İyiyi doğruyu ve güzeli, Tanrı'nın en güzel armağanı olan aklın ve kazanılmış tecrübelerinin ışığı altında araştırmak ve egemen kılmak eski tâbirle "hâkim" kılmak insanlığını idrâk edenlerin "murâdı" olmalıdır.
O zaman "elif okuduk ötürü" sözü anlam kazanacak hüküm insan "El"inde hakiki sahibini bulacak "bazar eyle götürü" daha açık hale gelecektir. Aksi halde hoş görmek, hoş olmayan sıfat ve fiilleri, sözleri tercih etmek, onları; "Tanrı'dandır" deyip susmak ve atâlet içinde kalarak uyuşuk bir halde yaşamak değildir. Olduğu gibi de kabul etmek değildir.
Burada, Rönesans dönemi devlet ve politika adamı Niccholo Machiavelli'nin bir sözünü hatırlamamak mümkün değildir. Özel yaşantısında ahlakîlikten taviz vermeyen, ünlü eseri "Procapto lectoris habens sou fata lavelle" nin Türkçe'ye de çevirisi "Hükümdar" olarak yapılan Machievelli, "İnsanları değiştirmeye çalışmayın onları olduğu gibi reddedin derken bu konuya gönderme yapıyor gibidir.
Gerçekten de kamu ve toplum düzenine muarız, bencil ve kibirli, lisanını pak eylemeyen, suret-i haktan görünen şekl-i insanı reddedip hayatın dışında tutabilmek ve hiç değilse kontrol edebilmek için gerekli enerjiyi sarf etmek, toplumda sulh ve sükunu tesis etmek zorunluluğu bir maarif meselesidir.
Böylece hakkın mesken olduğu pazarda, iyiyi doğruyu ve güzeli ziyâdeleştirmek onun galebe çalmasını murâd etmek yolunda, edepsizlerin varlığına rızâ gösterilse bile onlarla mücadele etmek zorunluluğu buradan kaynaklanmaktadır.
Bu yapılırken miskîn olmak, yani ilhama gönlünü açmak ve sukûn içinde kalabilmek, ancak mücadeleyi de basiretle sürdürmek gerekecektir.
Saygılarımla
Prof. Dr. Mahmut Can YAĞMURDUR
Comments