top of page

DEPREM BÖLGELERİNDEN AYRILIP YENİ OKULLARA NAKİL OLAN ÇOCUKLARI KARŞILAMAK-ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER

Yazarın fotoğrafı: Miryam ANJELMiryam ANJEL

Depremde evleri yıkılan, hasar gören ve oturduğu bölgeden ailesiyle veya yakınlarıyla zorunlu göç etmek durumunda kalan çocuklar, bir değil, birçok travmaya maruz kalıyorlar.

Taşındıkları yeni bir evde / yurtta, yeni bir okulda ve sınıfta, hiç hayal etmedikleri, planlamadıkları bir hayata başlıyorlar. Birçok yenilikle, zorlukla aynı anda baş etmek durumunda kalıyorlar. Aileleri onlara ne ölçüde destek olabilecek bilmiyoruz, çünkü onlar da depremden doğrudan etkilenen yetişkinler.


Onları sınıflarda karşılayacak olan öğretmenleri ve akranları; rutinlerine geri dönebilmeleri, yaralarını sarmaları, duygularını paylaşmaları, güvende hissetmeleri için en büyük sosyal destekler. Tabii öğretmenlerin ve sınıf arkadaşlarının da depremden doğrudan veya dolaylı olarak etkilendiklerini göz ardı etmemek gerek.

Burada aslında rol model olan sınıf öğretmenlerine çok iş düşüyor. Öğretmenin davranış ve tutumu tüm sınıfa ışık tutacaktır, model olacaktır. Sınıfta güvenli, şefkatli, kapsayıcı, sevgi dolu, sıcak bir ortam yaratmak, tüm çocukların kendilerini ifade etmesine alan açmak, bunun için farklı yöntemleri kullanmak (hikâye, drama, hareket, resim, vb gibi). Okul mekânı ve kuralları, işlevleri hakkında oryantasyon yapmak, sınıftaki öğrencilerin tanışmaları için oyunlar oynatmak yararlı olacaktır.


Tüm ilgi yeni gelen öğrencilerde olmamalıdır. Onlara ‘depremzede, afetzede’ gibi hitaplar kullanılmamalıdır. Konu sadece deprem olmamalıdır. Öğretmen çok iyi gözlem yaparak, sınıfın ihtiyaçlarını okuyarak, günlük akışı çocuklara sorarak planlayabilir. Çocukların yaşadıklarını anlamlandırmaları için sabırla dinlemek, sorularını cevaplamak önemlidir.


Çocuklarda yaş gruplarına göre farklı şekillerde travma belirtileri gözlenir. Bunlar fiziksel, sosyal, davranış, bilişsel ve duygusal tepkiler şeklinde görülür. Öğretmenin bu konuda bilgili olması, iyi gözlem yapması ve eğer belirtiler uzun sürüyorsa öğrenciyi bir uzmana yönlendirmesi gerekir.


İlk zamanlarda öğretimden çok, sağaltım önemlidir. Yavaş yavaş rutinlere ve sürekliliğe dönmek her çocuğa güven ve kontrol hissi verir.


İyi bir dinleyici olmak, zor duyguları kapsayıcı bir kabulde olmak, yargısız dinlemek, çocukların hak ve sınırlarını göz etmek de önemli.


Depremi yaşamış olan çocuklara sürekli neler yaşadıkları sorulmamalı, konuşmak istemiyorlarsa ısrar edilmemeli. Akranı, kendi yaşadığı duygusunu dile getirebilir ve arkadaşına: ’Sınıfımıza hoş geldin. Çok zor zamanlar yaşadığını anlıyorum. Senin için buradayım, yanındayım’ diyebilir. Bazen sadece, sessizce arkadaşının yanında durması ve ona eşlik etmesi yeterlidir. Acıma duygusu ile değil, sevgi ve anlayışla yaklaşılmalıdır.


Oyun, çocuğun ruhsal sağaltımı için en faydalı araçtır, kendini ifade etme yoludur. Çocukların oyun ve eğlenme isteği eleştirilmemeli, tam aksine oyun oynamaları için fırsat verilmelidir.


Ayrımcılık, dışlanma ve akran zorbalığına her zaman olduğu gibi, bu dönemde de asla izin verilmemelidir.


Etkinliklerde çocuklara görev vermek onların güven ve yeterlilik duygusunu pekiştirecektir.

Sınıfça toplu etkinlikler yapmak, sanatsal, sportif, tiyatro ve benzeri aktiviteler, sınıfta birliği sağlayacak ve sosyal bağları güçlendirecek; aidiyeti, paylaşımı arttıracak ve dayanışma kültürünü geliştirecektir. Aynı şey veliler için de geçerlidir.


Öğretmenler deprem sonrası bir yandan değişen öğrenci-veli ihtiyaçları, deprem bölgesinden gelen veya mevcut öğrencilerin ve velilerin yaşadıkları travma, yeni gelen öğrencilerin okula uyumu (geçici bir süre için gelen veya göç eden), artması beklenen derin yoksulluk ile çalışırken; diğer yandan kendi öz bakım ve psikolojik sağlamlıklarını korumak durumundalar. Bu nedenle kendi aralarında ve okulun psikolojik danışmanlarıyla birlikte akran destek dayanışma grupları oluşturarak, zorluklarını paylaşıp birlikte güçlenebilirler. Gerekirse profesyonel destek almayı ihmal etmemeliler.


Öğretmenlerin olumlu, sevgi ve şefkat dolu, iyimser, umut veren, kapsayıcı ve tüm çocukların haklarını gözeten tavırları öğrenciler tarafından fark edilecek, olumlu bir sınıf iklimi ve okul atmosferi oluşacak, yaralar zaman içinde sarılacaktır.


Miryam Anjel-Uzm. Psikolojik Danışman

YÖRET Vakfı

 

Comments


Akademi Dergi

AKADEMİ_DERGİ-removebg-preview.png

         4Life Akademi Dergi ırk, millet, din, inanç, fikir, cinsiyet ve yaşam tarzı ayrılığı gözetmeden; kültür, sanat ve bilim konularında hayata dair güzellikleri paylaşmayı ilke edinmiş bir platformdur. 

         İnsan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, hayvan hakları, doğaya, bilime, inanca, düşünceye saygı unsurlarını barındırdığı bünyesinde; kalemşörleri ile bilgiyi; güncel haber, röportaj, görseller ve yazılar ile paylaşan bir haber kaynağıdır.

          İçerikleri kullanmak için lütfen emeğe saygı kavramında izin isteyiniz. 

         İçerikteki tüm yazı ve görsellerin hukuki sorumlulukları yazarlarına ve üreticilerine aittir. Tüm içerik üreticilerinden izin alınarak yayımlanmıştır.

         Gönül ve vefa borcumuz olan ablamız Sayın Seyhan LİVANELİ'yi sevgi ve rahmetle anıyoruz. Dergimizin başköşesi her daim onundur.                         

                                                                                                                                                                                                                      Saygılarımızla

İLETİŞİM: 4lifeakademidergi@gmail.com - +90 (552) 573 0 700 - +90 (216) 350 0 700

SPONSORLUK DESTEĞİ İÇİN IBAN: TR58 0011 1000 0000 0117 7771 55

İMTİYAZ HAKLARI SAHİBİ: 4Life PRODUCTIONS

GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Koray SIPÇIKOĞLU

MÜZİK VE MAGAZİN DİREKTÖRÜ: Tunca TUTKUN

BELGESEL İÇERİK DANIŞMANI: Güngör MAKAR

HUKUKİ DANIŞMAN: Av. Resul ULUDAĞ

bottom of page