KIŞIN AKŞAMVAKTİ
Gün batmaya başlamıştı
Sona ermekteydi akışı
Ama hiçbir şey yerini söylemiyordu
Nereden güneşin batışı
Puslu karanlık derinleşiyordu
Dar sokakların yukarısında
Duyabilirdiniz ama göremezdiniz
Yolunu bulabilenin kayboluşunda
Bir motor nefes nefese mırıldanmaktaydı
Gecenin içinden
Azalan dumanı kaybolmaktaydı
Alçalan gökyüzünden
Sırılsıklam dallardan sular damlıyordu
Gecenin derinlerinden
Damlalar kesilmeyecekti
Ağaçlık yolun içinden
Evin içinde uzun bir adam
İskemlesi dayanağı
Biliyordu bir daha asla
İlkbaharı koklayamayacağını
Kalbi işten yıpranmıştı
Başı dönüyor ve bezmiş
En yakındaki saman yığınına bile
Kalkıp gidememiş
Ömrünün sabahını düşünüyordu
Sağlıklı, güçlü yıllarını
Ve cesaretle karşılayabiliyordu
Gecesinin karanlığını ve gözyaşlarını
Robert Bridges
Çeviri: Koray Sıpçıkoğlu
YAŞAMAYA DAİR
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından.
Nazım Hikmet RAN